NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
5 - (1401) وحدثني
أبو بكر بن
نافع العبدي.
حدثنا بهز. حدثنا
حماد بن سلمة
عن ثابت، عن
أنس ؛ أن نفرا
من أصحاب
النبي صلى
الله عليه
وسلم عن عمله
في السر ؟
فقال بعضهم:
لا
أتزوج النساء.
وقال بعضهم لا
آكل اللحم.
وقال بعضهم:
لا أنام على
فراش. فحمد
الله وأئنى
عليه فقال: "ما
بال أقوام
قالوا كذا
وكذا ؟ لكني
أصلي وأنام.
وأصوم وأفطر.
وأتزوج
النساء. فمن
رغب عن سنتي
فليس مني".
{5}
Bana Ebu Bekir b.
Nafir El-Abd rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize
Hammad b. Seleme, Sabit'den, o da Enes'den
naklen rivayet eyledi ki,
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in ashabından birkaç kişi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}'in
zevcelerine onun gizlice yaptığı ibadetini sormuşlar. Neticede bunlardan biri:
Ben kadınlarla evlenmeyeceğim; diğeri: Ben et yemeyeceğim; öteki: Ben döşekte
uyumayacağım, demiş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Allah'a hamd-u sena ederek:
«Bazı kimselere ne
oluyor ki, şöyle şöyle demişler. Ama ben hem namaz kılar, hem uyurum. Hem oruç
tutar, hem tutmam. Kadınlarla da evlenirim. imdi kim benim sünnetimden yüz
çevirirse benden değildir.» buyurmuşlar.
[ش
(فمن رغب عن
سنتي فليس
مني) معناه من
تركها إعراضا
عنها، غير
معتقد لها على
ما هي عليه].
Diğer
tahric: Bu hadîsi Buharî Nikah. Onun rivayeti buradakinden daha tafsilatlıdır.
AÇIKLAMA:
Buhari'nin rivayetinde
«nefer» yerine «raht» buyrulmuştur. Bu iki kelime arasında mana itibariyle
cüz'i fark vardır.
Raht: Üçden ona; Nefer:
Üçden dokuza kadar kimselere denilir: Bu kelimelerin ikisi de birer ismi cemi
olup müfretleri yoktur.
Saîd b. El-Müseyyeb'in
rnürsel olarak rivayet ettiği bir hadîse göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in ibadetini sormaya gelenler Ali b. Ebî Talib, Abdullah b. Amr bin As
ve Osman b. Maz'un (Radiyallahu anh) Hazeratıdır. Bu zevat Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in evinde gizlice yaptığı ibadeti az bulunca Allah'ın affu
mağfiretine nail olan bir zatın fazla ibadet'e ihtiyacı olmadığı kanaatine
varmışlarsa da Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Ben sîzin Allah'dan en
ziyade korkan ve sakınanızım.» buyurarak bunu reddetmiş, kendisinin ibadette
son derece dikkat ve şiddet gösterdiğini ve Allah korkusunun kendisinde
herkesten fazla olduğunu bildirmiştir.
«Her kim benim
sünnetimden yüz çevirirse benden değildir» cümlesinden murad, sünnetimden yüz
çeviren benim yolumda değildir, demektir. Yani buradaki sünnetten murad tarikat
ve yoldur. Bu da farz, nafile bütün amellere ve akaide şamildir.
Hadîs-i şerîf ibadetlerde
nefse zarar verecek derecede fazla inhimak değil, orta halin meşru olduğuna
delildir. Taberî: «Bu hadîste yiyecek ve giyecek hususunda helal istimalini men
edenlere red cevabı vardır.» diyor. Kaadî Iyaz ise: «Bu cihet selefin ihtilaf
ettiği meselelerdendir. Bazıları Taberî'nin kavline sahib olmuş; bir takımları
da aksini iltizam etmişlerdir.» dedikten sonra sözüne şöyle devam etmiştir:
«Evla olan her işte orta yolu tutup helal şeylere devamda i”at göstermemektir.
Çünkü bunun sonu büyüklerımeye varır. Şübheli ve hatta memnu' olan şeyleri
irtikaba kadar götürür...» demektedir.
Ulemadan bazılarına
göre Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve SelIem) Efendimizin yoluna rmuhalefet
etmekle, kendi yaptığı ibadetin, onun yaptığından daha üstün ve muvafık
olduğunu göstermek isteyen kimse dinden çıkar. Bu takdirde hadîs~i şerifteki
«Benden değildir» cümlesi «Benim dinimde değildir» manasına gelir.
BUHARİ HADİSLERİ VE GENİŞ İZAH İÇİN BURAYA TIKLAYIN